Somalı maden işçilerinin direniş hikayesini derleyerek bu çalışmayı hazırlayan değerli dostumuz Elçin Gen’e çok teşekkür ederiz.
Sekiz yıldır verilmeyen haklarını almak için mücadele eden Somalı madenciler nihayet kazandı… Bitmek bilmeyen müzakerelerden, oyalamalardan, tutulmayan sözlerden sonra; devlet güçlerinin her türlü mezalimine ve sarı sendikanın sinsi saldırılarına maruz kaldıktan sonra, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’na üye Somalı madenciler nihayet haklarını alıyor. Kararlı direnişin, dayanışmayla kazanılan cesaretin, yıllar boyu sabırla inşa edilen örgütlenmenin yükselttiği bilincin hikâyesidir bu.
Tek Kıvılcım Yeter…
Türkiye’nin dört bir yanında, tıpkı dünyanın dört bir köşesinde olduğu gibi, işçiler sömürücü patronlara ve onları güçlendirip zenginleştirmeye hizmet eden devlet aygıtlarına karşı ayağa kalkıyor. İş durdurmalarla, fiilî grevlerle, işyeri işgalleriyle, yürüyüş ve eylemlerle, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlar zincirlerini kırmak için mücadele ediyor. Şu an ülkenin her yanında kendi kendine örgütlenen işçiler korku duvarını yıkıyor; işte tam da bu nedenle iktidarların borazanı medya tarafından sesleri bastırılıyor. Asıl korkanlar, sömürücü sınıflar ve devlet bürokrasisindeki işbirlikçileridir: Ne zora ne tehdide boyun eğen birleşmiş bir işçi sınıfı görüntüsü karşısında korkudan titreyenler onlar, çünkü kitleleri ayaklandırmak için bir kıvılcımın yeteceğini, cesaret ve umudun da en az korku ve umutsuzluk kadar bulaşıcı olduğunu biliyorlar. Madencilerin tüm halktan gördüğü destek, bu tarihsel gerçeği bir kez daha kanıtlıyor.
Biz, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası, şu an tüm ülkede dayatılan barbarca koşullar altında ekmeğini kazanma mücadelesi veren işçi kardeşlerimizi selamlıyoruz. Artık bir işçi sınıfı hastalığı olduğu ayan beyan ortaya çıkmış bir salgın bahane edilerek işçi haklarına, iş güvenliğine, emeklilik ve tazminat haklarına peş peşe saldırı tertipleyenlere karşı hakkını savunan tüm kardeşlerimizin yanındayız. İnanıyoruz ki haklarını almak için direnen ve örgütlenen Somalı madencilerin zaferi, çalışan sınıfların uzun yürüyüşünü aydınlatacak bir meşale olacaktır.
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası örgütlenme sorumlusu Kamil Kartal, birkaç saat sonra başka sendikacılarla birlikte kendisini gözaltına alacak jandarma güçlerine meydan okurken. Kamile Çiftçi tarafından kaydedilen bu konuşma sosyal medya üzerinden binlerce kişiye ulaştı, “Öyle mi alay komutanı?!” ifadesi, cesaret ve kararlılığı temsil eden bir slogana dönüştü.
Asıl korkanlar, sömürücü sınıflar ve devlet bürokrasisindeki işbirlikçileridir: Ne zora ne tehdide boyun eğen birleşmiş bir işçi sınıfı görüntüsü karşısında korkudan titreyenler onlar, çünkü kitleleri ayaklandırmak için bir kıvılcımın yeteceğini, cesaret ve umudun da en az korku ve umutsuzluk kadar bulaşıcı olduğunu biliyorlar.
Örgütlenme
Soma’daki Uyar Madencilik işletmesi 2011 yılında kapandığında 748 işçi kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeden işten çıkarıldı; bazılarının ödenmemiş ücretleri, yaralanma tazminatları şirkette kaldı. İşçiler her kapıyı çaldı, dava yoluna gitti, verilen sözlerin tutulmasını sabırla bekledi. Sonunda haklarını almak için savaşmaktan başka yol olmadığını gördüler ve daha önce başka maden işletmelerinde çalışan binlerce işçinin hakkının alınmasını sağlayan Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’na katıldılar.
Ali Faik İlter: “Bizler babadan oğula, abiden kardeşe geleneksel bir madencilik hayatı yaşıyoruz. Babam Ramazan İlter 2002 yılında yeraltı maden kazasında hayatını kaybetti. Bu süreçte acı içinde acılar yaşadık çünkü babamın yeraltında kaza sonucu öldüğünü kanıtlamamız gerekiyordu. Somalı madencilerin kaderidir: Madende vefat eden madende öldü diye gösterilmezler bunun hukuki açıdan yaptırımları var çünkü. Daha önce tek başınaydık, tek başına olduğun zaman bu güçlü şirketlere karşı kolay kolay hakkını alamıyorsun.”
Kamile Çiftçi: Ben madenci çocuğuyum, abim de maden işçisi. 301 katliamı olduktan sonra abimi merak ederek Soma’ya geldim. Aynı gün işçiler eylem yapıyordu. Orada, Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme sorumluları Kamil Kartal ve Başaran Aksu ile tanıştım ve hiç ayrılmadım sonrasında.
Uzun Yürüyüş
Ağustos 2020’den itibaren Soma’da gerçekleştirdiğimiz ve devlet güçlerinin ağır şiddetiyle karşılanan eylem ve basın açıklamalarının ardından, 12 Ekim’de Ankara yürüyüşümüzü başlattık. Her adımda kolluk güçleri tarafından engellendik, gözaltına alındık, darp edildik. Aldığımız her darbe, öfkemizi ve kararlılığımızı büyütürken, arkamızda günden güne büyüyen bir halk desteği oluşturdu.
Direniş Sanatının Öncüleri
Devlet güçleri yürüyüşümüzü engellemek için ellerindeki tüm araçları seferber ederken, yetkililer sabrımızı sınarcasına bizi oyalarken, ülke çapında #madenciyleyürüyorum etiketi altında büyük bir destek kampanyası başladı. Sanatçılar, yazarlar, oyuncular ve yönetmenler, video mesajlarıyla yürüyüşümüze destek oldular. Madencilerin kararlılığı ve cesareti, nicedir kararmış umutları gün yüzüne çıkardı.
Aslı Alpar
Leman ve Uykusuz dergilerinin kapakları
İşçi Sınıfı Dayanışması
30 Ekim tarihinde, yürüyüşümüzün 18. gününde, İzmir kenti 6,9 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Kâr peşindeki müteahhitlerce inşa edilmiş ve yerel yönetimlerce ruhsatlandırılmış onlarca çürük bina yıkıldı. Yüzlerce can, çürüyen kapitalist kentleşmenin enkazı altında kaldı.
Deprem haberini aldığımızda yürüyüşümüze ara verdik; kıdemli madencilerimiz arasından oluşturduğumuz arama kurtarma ekibi derhal İzmir’e doğru yola çıkarak kurtarma çalışmalarına katıldı.
“İnsanlara mezar inşa eden müteahhitlerin değil, kendi dertlerini bir kenara bırakıp kurtarmaya giden madencilerin ülkesini kurmamız gerek” *
* İlk kez Bağımsız Sinema Merkezi BSM tarafından yayınlanan, yaygın olarak paylaşılan bir slogana dönüşen ifade
Madencilere destek olmak üzere halkımız arasında kendiliğinden başlatılan ve Kent Enstitüleri tarafından koordine edilen Soma madenci aileleriyle dayanışma kütüphanesi için afiş
Nöbete Devam
16 Kasım günü İçişleri Bakanı’yla yaptığımız toplantıda, 16 Ocak 2021 tarihine kadar Soma madencilerinin tüm tazminat ve ücretlerinin ödeneceği taahhüt edildi.
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası olarak, verilen taahhüt yerine getirilene, tüm kardeşlerimiz haklarını alana kadar Soma sokaklarında nöbetimize devam edeceğiz.
Her birimizin özgür, adil ve onurlu bir yaşam süreceği bir ülkeyi kurana kadar…
Kitapçığı aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz.