İliç Maden Katliamının 1. Yılı

13 Şubat 2024’te, bugünden tam 1 yıl önce, İliç’te Anagold’un işlettiği altın madeninde 9 madenci hayatını kaybetti. Bu bir yılda, ilk gün söylediğimiz söz defalarca kez kanıtlandı: Bu bir kaza değildi, göz göre göre gelen bir katliamdı.

Madende hiçbir işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemi gerektiği gibi alınmadıysa, üretimi artırmak ve hızlandırmak için işçilerin hayati tehlikesi göze alındıysa, hiçbir uyarı ve şikayet umursanmadıysa, kayan liç sahasındaki çatlaklar işçiler tarafından tespit edilip bildirildikten sonra yapılan ilk yönetim toplantısında bu konu değil de işçilerin istedikleri sendikaya üye olmalarının nasıl engelleneceği konuşulduysa, denetimler yapılmadıysa, siyasi bağlantılarla izinler alındıysa, devasa bir taşeron ağı kurularak sorumsuz davranıldıysa, baş şüpheli ve asli kusurlular kayırıldıysa… Buna dünyanın her yerinde cinayet denir. Bugün geldiğimiz noktada, mahkeme de bu suça ortaklığını ilan etti. 9 madencinin ölümü ve 2 madencinin yaralanmasına karşılık 5’i tutuklu 43 sanık için sadece 2 yıldan 15 yıla kadar ceza isteniyor.

Herkes kendi ölüsüne ağlar, biz kaybettiğimiz kardeşlerimizle ilgili ne söylesek az kalır, neyi anlatsak eksiktir. Ama bu sırada Anagold yönetimi, ölümlerin sorumluluğunu almak şöyle dursun, geride kalanların sefaleti üzerine yeniden karlı bir krallık kurma peşinde. Yıllardır bölgede yürüttüğü altın madenciliği sebebiyle, başka hiçbir geçim kaynağı kalmayan İliç halkını bir düzey daha köleleştirmek için seferberlik halinde.

Anagold’un milyonlar kazandığı altın arama ve üretim faaliyetleri, bölgedeki tarım ve hayvancılığı yıllar içinde tamamen bitirdi. İliç’in ve çevre ilçelerin doğasını tamamen tahrip etti. Ağacından suyuna, arazisinden merasına, havasından hayvanına İliç halkının geçinmesine yarayacak ne varsa Anagold’un madencileri ölümüne gönderdiği çalışma altında eriyip patronların eline geçti. Anagold, 13 Şubat’tan sonra yüzlerce madenciyi işten attı, kendisine bağlı taşeronlarda çalışan yüzlerce madencinin işini kaybetmesine neden oldu, Çiftay’da 1300 işçi işten çıkarıldı. Halen Anagold bünyesinde 100’den fazla işçinin daha işten çıkarılması planlanıyor. İşten çıkarılan işçiler ne doğru düzgün bir tazminat alabiliyor ne de geleceklerine dair bir plan yapabiliyor. Anagold, bölgenin spor kulübünden esnafına kadar herkesi mağdur etti. Ama bugün işten çıkarılan işçilere ve İliç halkına karşı hiçbir sorumluluk üstlenmiyor.

Anagold’un İliç halkına borcunu ödetecek hiçbir yetkili yok. Devlet, İliç halkının mağduriyetlerinin giderilmesini ve ayağa kaldırılmasını temel alan hiçbir planı bugüne kadar geliştirmedi. Bölge halkının uğradığı zararın tazmin edilmesi, tekrar geçim olanaklarının sağlanması kimsenin gündemine girmiyor mu? Bu şekilde İliç halkı yerinden edilmeye zorlanıyor. Zorunlu göç ederse İliç halkı daha güvensiz ve güvencesiz şekilde başka yerlerde çalışmak zorunda kalacak. Bu iki defa köleleşmek anlamına geliyor.

İliç halkı bugün Anagold’un yıllar içinde İliç’ten kazandığı ve biriktirdiği servetten borcunu ödemesi için bütün yetkilileri sorumluluk almaya çağırıyor.

13 Şubat’ın 1. yılında, Ramazan Çimen, Hüseyin Kara, Mehmet Kazar, Adnan Keklik, Fahrettin Keklik, Kenan Öz, Abdurrahman Şahin, Uğur Yıldız ve Şaban Yılmaz’ı anıyoruz. İş cinayetlerine karşı mücadele sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.