Canımız, kardeşimiz, yoldaşımız, maden işçilerinin önderlerinden Ali Faik İnter’in Ankara girişinde yaptığı tarihi konuşmanın kaydı ve tam metnini anısına saygıyla paylaşıyoruz.
Tüm siyasilere, tüm kamuoyuna: Artık madencilere yaptığınız yeter diyoruz. Artık madencileri oyalamayın diyoruz. Artık oyalanmaya hiçbir şekilde tahammülümüz yok.
2015 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız başbakan iken verilmiş olan çözüm sözü hala şu anda tutulmamış durumda. Biz bu 2015’ten bu yana Ankara’ya 16 defa geldik.
16 defa bütün devleti temsil eden resmi makamlar tarafından defalarca söz verildi.
Devlet Bakanlığı tarafından bizim haksızlığa uğradığımız, işverenin adi bir şerefsiz olduğu bizzat ağızlarından defalarca söylenildi. 2015 yılında bizimle, Uyar işçileriyle görüşen Mustafa Elitaş durumun hakimidir. 2015 yılından beri durumun hakimidir. Ve hala şu anda da yeniden Grup Başkanvekilliği’ne getirilmesine rağmen, çözüm onun elinde olmasına rağmen çözümü meclise sunmamaktadır. 2015 yılında emsal teşkil eder bahanesiyle… Hala aynı bahane devam etmektedir. Dün ve ondan önceki gün de Enerji Bakan Yardımcısı’na beyan ettiğimiz şekilde biz “cahil madenciler” olarak bunun emsal teşkil etmemesinin tedbirlerini kendisine söyledik. Kütahya Emet Eti-Bor Kırka maden işletmelerinin işletme şekli ayın üçünde işveren işçilerine maaşını öder, beşinde TKİ hak edişlerini öder. Beşinde Eti-Bor hakedişlerini öder. TKİ’de işletme şekli tam tersidir. Üçünde hakedişler işverene ödenir, beşindeyse işverenin işçisine maaş ödemesi beklenir. Bu yanlış uygulamadan vazgeçilmesini istiyiyoruz. Emet’teki uygulama gayet nizami işçi yanlısı bir uygulamadır. Soma’daki uygulama tamamen işveren yanlısı uygulamadır. Devlet eliyle, devlet bakanlarını temsil eden kişilerin eliyle TKİ’de işverenler korunmaktadır. İşçiler işverenin insiyatifine bırakılmaktadır. İşverenin keyfi isterse, gönlü razı olursa öyle maaş ödemektedir. Biz bunu cahil olan madenci işçiler olarak önerdik kendilerine. Bu dedik çözüm yolu budur dedik. Kendileri bize defalarca bahane olarak tek bir cümle kurdular. Defalarca aynı bahaneyi söylediler. Eğer bu yasayı çıkarırsak emsal teşkil eder bütün şirketler maaşlarını işçisine ödemez ve Türkiye kaosa sürüklenir. Peki bu şekilde yasa çıkmazsa, yasa bu şekilde olmamasına rağmen biz yine kaostayız. 15 yıldır kaostayız, 20 yıldır kaostayız. Yine şu anki mevcut düzende de aynı kaos var.
Bizim tazminatlarımızı ödemeniz için öncelikle işleyişi değiştirmeniz gerekiyor. Hukuktaki açıkları değiştirmeniz gerekiyor. Bu açıkları değiştirmek maden işçisinin görevi değildir. Resmi makamların görevidir. Görevinizi yapmıyorsunuz. Bütün bu mağduriyetlerin sorumlusu sizlersiniz.Tüm kamuoyu, Soma, Soma madencisi, Zonguldak madencisi, Ermenek’te ölen 18 madencinin ailesi bütün sorumluların sizler olduğunu biliyor ve bunun hesabını sormak için mücadele ediyor.
Bizlerin karşısına polisleri yığıyorsunuz. Polisler tarafından terörist ilan ediliyoruz. Niye ilan ediliyoruz? Marjinal ilan ediliyoruz. Niye ilan ediliyoruz? Provokatör ilan ediliyoruz. Niye ilan ediliyoruz? Sizler görevinizi yapmadığınız için bizler buraya yürümek zorunda kalarak ancak sesimizi duyurabileceğimiz için ve bunu son çaremiz yaptığımız için, son çaremiz ölmeden önce son çare elimizden gelen son çaremizi yaptığımız için,bizler hakkımızı aradığımız için provokatör ilan ediliyoruz!Bizler maden işçisiyiz. Ne provokatörüz ne siyasetçiyiz ne makam sahibiyiz ne mevki sahibiyiz.Bizler sizlerin yarattığı hukuksal boşluk yüzünden, denetim mekanizmalarının çalışmaması yüzünden kaynaklanan bu sorunları bir an önce çözmenizi istiyoruz. Artık oyalanmaya zamanımız yok! Artık kandırılmaya tahammülümüz yok!
Buradan koca koca federasyonlara sesleniyorum; TÜRKİŞ, DİSK, HAKİŞ neredesiniz? Neredesiniz? Biz yarın buradan çözüm sözü aldığımızda, yarın birgün yarın komisyona bu dosya buradaki 30 tane arkadaşımız, madenci arkadaşımızın mücadelesi sayesinde yarın komisyona bu dosyanın çözüldüğüne dair meclisteki siyasi partilerdeki ilişkileriniz sayesinde haberinizi aldığınızda, yarın birgün fotoğraf çektirmeye mi geleceksiniz? Biz çözdük diyerek reklam yapmaya mı geleceksiniz? Bizler sizin ne halt olduğunuzu biliyoruz. 50 bin lira, 55 bin lira maaşın hakkını verin.
Bugün buradan güvenlik güçlerine sesleniyorum: Bizim karşımıza çıkmayın! Gidin Süleyman Soylu Bey’in karşısına çıkın. Gidin Mustafa Elitaş’ın karşısına çıkın. Biz geçen hafta geldiğimizde dedi ki buyurun gelin. Mustafa Elitaş geldiğimizde dedi ki: Buyurun gelin. Sayın Süleyman Soylu sizi misafir eder. Bu mu misafirperverliğiniz? Bu mu misafirperverliğiniz? Böyle mi görev yapıyorsunuz? Böyle mi işçinin yanında oluyorsunuz? Görev yapılıyorsa da diyorsunuz ki iyi niyet gösterin. Biz buraya 16 defa gelmişiz, 16 defa iyi niyet göstermişiz, sizlerden çokça bir iyi niyet göremedik. Bizler gösterdiğimiz iyi niyetin karşılığını almak istiyoruz. Bizler emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.
Burada son sözüm şudur. Bizler sorumluların kim olduğunu biliyoruz. 2002 yılında kaybettiğim babamın tazminat hakkını, kan bedelini hala alamadım. Babamın işçi arkadaşlarıyla tazminat hakkımı arıyorum. Ant olsun ki yarın birgün bu tazminatları ödemediğiniz zaman bu mücadeleden, bu madenci arkadaşlarımızla beraber, madenci arkadaşlarımızın çocuklarıyla beraber asla vazgeçmeyeceğiz! Elbet bu hesabı soracağız sizden! Buradan asla geri dönmüyoruz! Bir adım dahi geri atmıyoruz!
Ne yaparsanız yapın hukuk açıktır. Devletin teammülleri açıktır. Bizler resmi bir açıklama, resmi bir tarih verilene kadar, resmi makamlar tarafından nasıl Soma Kömürlerinde Enerji Bakanlığı’nın sitesinden tarih verilerek, zaman verilerek yasanın maddesi, yasanın geleceği gün verilerek bir açıklama yapıldıysa aynı açıklamayı bekliyoruz. Videolu açıklama, görüntülü, artık fotoğraf çekilip görüştük söz verdik söz aldık zamanı geçmiştir. Artık icraat vaktidir! 10 yıldır 15 yıldır verdiğiniz sözler yeter.
Benim babam 19 yıl oldu öleli 19 yıl!19 yıldır siz yönetiyorsunuz bu devleti. 19 yıldır sizin yönetiminizde bu devlet.Ya biz bütün işçiler, bütün emekçiler illa ki kendilerine yapılan haksızlığı, illa ki kendilerine yapılan zulmü sizlere duyurmak için, meydanlara duyurmak için Bütün Türkiye Cumhuriyetine duyurmak için illa ki meydana mı çıkması gerekiyor?
Evet dediğim gibi bu haksızlık, bu hukuksuzluk sizin denetim mekanizmalarının zayıflığı yüzünden meydana gelmiştir! Denetim mekanizmaları, kanun yapıcılar, kanun tasarlayıcılar bir defa da gelsinler işçinin ayağına. Bir defa da gelsinler emekçinin ayağına. Artık bizim sözümüz bitmiştir. Son sözümüzü burada söyleyeceğiz. Son sözümüzü Mustafa Elitaş Bey’le yapacağımız görüşmede söyleyeceğiz.
Artık yeter! Artık yeter! Artık yeter!