Yerin altından geldiler: Tahir Çetin ve Ali Faik İnter – Onur Bütün

Biri 43 diğeri 26 yaşında iki maden işçisi… Tahir emekli olmuştu iki yıl önce… Ali Faik, Ege Linyit İşletmeleri’ne bağlı bir ocakta ağır iş makinesi operatörü olarak çalışıyordu.

Soma katliamının ardından, ilçeye gittiğimde Tahir, Soma Maden İşçileri Meclisi’nin kuruluş çalışmalarına katılan işçiler arasındaydı. Yeraltı Maden-İş Sendikası üzerine yürüttüğüm çalışma için görüştüğüm işçiler, henüz 301 canı kaybetmenin travmasını atlatamamışlardı ama var güçleriyle olayın öncesini, olay anını ve sonrasını anlatıyorlardı. Ali Faik’le o zaman karşılaşmadım. Muhtemelen denk gelemedik. Babasını 2002 yılında, altı yaşındayken kaybetmişti Ali Faik… Babası madende çalışırken iş cinayeti nedeniyle ölmüştü. Şimdilerde bir evden iki can gitti. Nasıl bir acıyla kavrulduklarını anlatmaya kalkışmayacağım.

Ölüm madencileri yalnızca ocakta bulmaz. On beş yirmi yıl çalışıp bir kazalanma veya iş cinayetiyle ölmezlerse, hastalanıp ciğerleri iflas etmezse az sayıda madenci yaşamayı başarır. Tahir yaşamayı, hem de örgütlü, an be an bilinçlenerek, kuzularına, tavşanlarına, üç çocuğuna, eşine, anne ve babasına sarılarak yaşamayı başarmıştı.

Madenci arkadaşlarının yıllardır alması gereken tazminatları için daha önce de Ankara’ya onlarla birlikte yürümüş, Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın Genel Başkanı olarak sendikası ona, o sendikasına yoldaşlık etmişti.

Tahir diğer sendika genel başkanlarına benzemezdi. Hem sınıfsal konumunu hem o sınıfın özelliklerini gerçekten temsil ediyordu. Her seferinde gittikçe zenginleşmeyi değil, yoksulluğunu daha çok paylaşmayı denedi. Bu bir Tahir güzellemesi değil… Hikayesi gerçekten böyle. Tıpkı diğer madencilerin hikayeleri gibi.

Tazminatlarını alabilmek için yürüttükleri mücadelenin dönüş yolunda, geçirdikleri kaza onları bizden ayırdı. Ben bu yazıyı yazarken Ali Faik’in cenazesi kaldırıldı. Tahir’inki yarın kaldırılacak.

Yasal hakları olan tazminatlarını almak için, onca mücadele eden maden işçileri çok üzgünler. Hepimiz çok üzgünüz. Onları yoran, günlerce yol kenarlarında grev ve direniş çadırlarında yatıran iktidar, geçirdikleri trafik kazasında da etkili. Bir an önce evlerine, sıcak yataklarına dönmek isteyen işçilerdi onlar… Onları çok özleyeceğiz.

Tahir iki yıl önce, direniş çadırına gelen köpeği bırakmamış, ona bakmış ve adını da Tazminat koymuştu. Tazminat da onu özleyecek, tüm sevenleri ve yoldaşları gibi…

Hoşça kalın Tahir ve Ali Faik… Türkiye işçi sınıfının başı sağ olsun.

Kaynak: Gazete Duvar