MADENCİYE SÖZ VERDİNİZ! SÖZÜNÜZÜ TUTUN! TAKİPTEYİZ!

12 Ekim 2020’de yüzlerce Uyar Maden işçisinin kazanılmış haklarını almak için başlayan hak direnişi verilen sözlerin hala yerine getirilmemesinden ve sürüncemeye bırakılarak söndürülmeye çalışılması karşısında yine bu meydandayız. Söyledik yine söylüyoruz haklarımızın gasp edilmesine izin vermeyeceğiz.

Uyar madencilik mağduru işçilerin tazminat haklarının ödeneceğine ve sorunun çözüleceğine dair AKP Grup Başkanvekili Sayın Özlem Zengin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bizzat görüşmelerde taahhütlerde bulunmuşlardı. Bizzat Süleyman Soylu “15 Ocak tarihine kadar sorunu çözeceğim” dedi. Enerji ve İçişleri bakanlıklarına bağlı bürokratlar ve komisyonlarla da defaten görüşmeler yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da torba yasa içinde bu sorunun çözülmesi yönlendirmesi yapıldı. Bizlere AKP olağan kongresi sonrasında yasa çıkarılacağı beyan edildi. Ancak aylar geçmesine rağmen ne yasa çıktı ne sözler tutuldu, ne haksızlık giderildi ne de somut tatmin edici çözümler üretildi. Biz sorunun siyasal iktidar tarafındaki muhataplarına çözüm için defalarca sesimizi duyurduk, görüşmeler yaptık. Bu yüzden biz bir kere daha hakkımız için yollara düşmeden önce uyarıda bulunuyoruz. Biz sadaka istemiyoruz. Biz hakkımız olmayan bir talepte bulunmuyoruz. Biz gasp edilen haklarımızın karşılığını istiyoruz.

Üstelik biz başka bölgelerdeki mağdur edilen işçi kardeşlerimizin bizimle dayanışmasını ve hak mücadelesini temsil ediyoruz. Patronların milyar dolarlık vergi borçları bir kalemde siliniyor, milyarlarca dolarlık teşvikler ihaleler veriliyor. Sadece 62 kişinin seyahat ettiği uçuş garantili havaalanlarına onbinlerce yolcu garantisi verilip halkın sırtına yük olan sermayenin, bir dediği iki edilmiyor. Bizleri bu yüzden sadece pandemi döneminde dahi evine ekmek götüremediği için yaşamına son veren yüzlerce işçinin, kod 29 uydurmasıyla işten atılan ekmeğinden edilen, ücretsiz zorunlu izne ayrılan işçilerin de onurunu temsil ediyoruz. Biz sadece kendimizi değil sağlığını, geleceğini yerin derinliklerinde kaybeden işçi arkadaşlarımızın da sesiyiz. Ülkemizde sesini duyuramayan, hakkını arama kanallarını henüz yaratamamış işçi kardeşlerimizin de sesiyiz.

Biz ne bize verilen sözleri ne de bize yapılanları unutmuyoruz. Size söyledik hakkımızı alana kadar yolumuzdan dönmeyeceğiz. Size söyledik, ölmek var dönmek yok! Biz hakkımız olanı istiyoruz. Biz çocuğumuzun eğitimi, sağlığı, geleceği, boğazından geçecek aşı için çalışıyoruz. Bunu çalmanıza izin vermeyeceğiz. Bizi tanıyorsunuz. Bir şeyi yapacağız dediysek, takip edeceğiz dediysek; yaparız, takip ederiz.

Ankara’ya giden bütün yolları ve hatta havayollarını dahi tutsanız bir yolunu bulur, varır, sesimizi duyururuz. Siz sanıyorsunuz ki Ankara’nın dört kapısı var. Yanılıyorsunuz! Ankara’nın dört bir yanı bize açılan kapı. Tekrar yineliyoruz. Sözlerinizi yerine getirin. Çok kolay “söz namustur, onurdur” diyorsunuz. Bu sözleri sarf etmek ve yerine getirmemek öyleyse ne anlama gelir?

Biz işçiler Ankara’yı bizi gözeten, bizim temsilcilerimizin olduğu yer olarak biliyoruz. Yoksa öyle bir Ankara yok mu? İşçinin, köylünün bir Ankara’sı yok mu? Bu Ankara hep sermayedarların çıkarlarını mı korur? Eğer işçinin kazanılmış hakkını vermeyecekseniz biz bildiğimiz o eski Ankara’ya geliriz. Hakkımızı almadan da dönmeyiz.

Bizim hafızamız sandığınızdan güçlü, verdiğiniz sözler noktası virgülünde aklımızda. Şimdi eğer halkın, işçinin temsilcisiyseniz eğer, bizi kandırmaya çalışmayın, sözünüzü tutun. Sizin bir gözünüz varsa milyon gözümüz var bizim! Biz yola çıkarsak milyonlarca işçinin, emekçinin gözü, sözü ve kalbi bizimle olacaktır.

İşçiyiz, Haklıyız, Kazanacağız!

Tazminat Hakkımız Söke Söke Alırız!

Uyar Maden İşçileri – Bağımsız Maden İşçileri Sendikası