Sermayenin Karı mı? İşçilerin Sağlığı mı? – 1 Mayıs 2021 Açıklamamızdır!

Tüm üyelerimizin ve yurdun dört yanında alınteri ile çalışan işçi arkadaşlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz. Yurdun dört bir yanında hakları için direnen bütün işçi kardeşlerimizi ve direnişçi sendikalarını selamlıyoruz.

Geçen sene olduğu gibi 1 Mayıs’ı Pandemi koşullarında karşılıyoruz. Yaşanan bu pandemi sürecinin biz işçilere olan etkisi yadsınamayacak derecede büyük bir etki doğurmuştur. Her gün binlerce işçi kardeşimiz ve aileleri Koronavirüs salgını nedeniyle hastalandı ve hayatını kaybetti ve kaybediyor. Bunun yanı sıra pandemi koşullarında işverene ekstra bir özellik gibi verilen ücretsiz izin uygulaması ülkemizde milyonlarca işçinin ve ailelerinin yaşamını büyük oranda etkileyen bir hale dönüştü. Son zamla birlikte ücretsiz izne çıkarılan işçilere 1400 TL kadar “nakdi yardımı” yapıldı. Bir yıl boyunca ücretsiz izinde kalan işçiler ve ailesi 1400 TL’lik bu geçimsizlik ücreti ile hayatta kalmaya çalıştı. Kalamayan ise intihara sürüklendi.

Taş ocakları ve maden ocaklarında çalışan binlece kardeşimiz, uzun çalışma saatleriyle, ödenmeyen mesai ücretleriyle, sosyal haklarının, yol ücretinin, servis ücretinin kendi maaşından kesilerek ödenmesiyle, işveren temsilcilerinin, patronun işçi üzerindeki baskısıyla, tehdidiyle, işten atılırım ve atılırsam Kod 29’dan atılırım korkusuyla, atılırsam iş bulamam korkusuyla, yaşadığı sendikal ayrımcılıkla, yani çalışma hayatının yapıtaşlarını oluşturan bu saydığım en temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla, hayatlarının en uzun döneminde kocaman bir sorunla karşı karşıya kalıyorlar.

Yaşadığımız onlarca sıkıntının üzerine pandemi koşullarını kendi lehlerine kullanan patronlar ve onların ayrıcalıklı kıldığı “diğerleri” ise korunaklı evlerinde, villalarında, adacıklarında, saraylarında salgının biteceği günü bekliyor. Evde kalamayan bizler; her gün “çarklar dönsün” diye madenlerde, şantiyelerde, depolarda, fabrikalarda, marketlerde zorla çalıştırılıyoruz.

Hükümet; salgını fırsat bilerek patronları koruyan düzenlemelerle biz işçileri açlıkla hastalık arasında tercih yapmak zorunda bırakıyor. Aşılama sürecini sağlıklı yürütemezken sürecin başından itibaren işçilerin ölümüne çalışma koşullarını hazırlıyor. Her gün onlarca işçi kardeşimize Covid-19 teşhisi konmaya devam ediliyor. Bu koşullarda bizler ölümle burun buruna çalıştırılırken madenler de adeta birer ölüm kuyusuna dönüşüyor.

Salgın bize bir kez daha gösterdi ki hayatın her alanını var eden bizler bu düzenin çarklarını durdurabilir, kanımızı emen bir avuç azınlığı sırtımızdan atabiliriz.

Kardeşler, işte şimdi; işten kaçınma hakkı, ücretli izin, ücretsiz sağlık ve elimizden alınan tüm haklarımız için örgütlenme, birlikte mücadele etme ve daha gür sesle haykırma zamanıdır. Ölümüne çalıştırılmaya karşı direneceğiz. Sömürüsüz, eşit ve özgür bir geleceği kendi ellerimizle kuracağız.

İşçilerin birlik mücadele ve dayanışma günü kutlu olsun.