Ermenek maden işçileri: Sokakta verdiğimiz mücadeleyi taleplerimiz karşılanana kadar sürdüreceğiz

Basına ve halkımıza duyurulur.

Biz Ermenek’li madenciler üç aydır en temel haklarımızın gasp edilmesi nedeniyle direniyoruz. Hem mücadele ediyoruz hem de Enerji Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkileri, Karaman Valisi, il milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, kaymakamları üzerinden sorunların çözümü için samimiyetle müzakere etmeye çalışıyoruz. Ancak Özbey’ler ısrarla bu müzakerelerden kaçmakta, devlet kurumlarının yaptığı girişimleri oyalama ve yalan taktikleriyle boşa düşürmekte, ısrarla çözümden kaçmaktadır. En son şirket yetkilileri basına yaptıkları açıklamada biz işçileri ve sendikamızı suçlamakta, devlete, Seba Maden ocağını kapatma tehdidiyle şantaja yeltenmektedir. Özbeyler’in hileli pratikleri devletin tüm kurumlarınca bilinmektedir.

Açıklamada özet olarak ocakta eylemlerin başladığı tarihten itibaren çalışamadıklarını, çalışmalara engel olunduğu, ocağın işgal edildiği ileri sürülmüş, kendilerinin yaptığı hiçbir başvuruya olumlu cevap verilmediği özellikle kaçak kömür iddiasıyla kamyonlarının durdurulması ve el konulmasının bardağı taşıran son damla olduğu şirket yönetimi, danışmanları, çalışanları ve devlet yetkilileriyle istişareler yapıp ocağı kapatacağı ifade edilmiştir.

Açıklamaların tamamı yalan, hile ve çarpıtmadan ibarettir.

Özbey ailesi Ermenek’in başına gelmiş en büyük beladır. Kâr uğruna, para kazanma hırsı uğruna akla gelebilecek her konu hakkında yalan söylemekte ve çarpıtmaktadır.

Bugün iddia ediyoruz Ermenek’te Özbey’lerin madenlerinde çalışmış ve Özbey’lerden alacağı olmayan hakkı kalmayan tek bir işçi bulamazsınız.
Yıllarca hem devleti arkasına alan hem kurduğu mafyavari teşkilatla her tür hileyle işlerini yürüten ve hiçbir cezayla karşılaşmayan, hiçbir yaptırım uygulanmayan bu patronlar işçilerin ve sendikamızın bir araya gelmesi ve birlikte mücadelesi sonrasında işler tersine dönmeye başladı.

Yıllarca devletin koruması ve zırhı altında işlerini döndüren, kârlarına kâr katan, çarkını döndürmeye alışmış olduğundan vızır vızır gelip giden kaçak kömür kamyonlarından sadece bir tanesi yakalanınca feryat figan ediyor. Biz işçiler şahidiz, yıllardır kesintisiz sürdürülen kaçak kömür çıkışlarına. Göstermelik bir kaç tıra işlem yapılır senede bir kez, sonra yüzlerce tırla kömürler kaçak biçimde piyasaya sürülür.

Bizler yıllar boyunca her işten çıkarıldığımızda ücretimiz ödenmediğinde devletin kapılarına başvurduk adliyelerde davalar açtık, işlediği suçları savcılığa şikayet ettik, iş güvenliğine aykırı davrandıklarında çalışma bakanlığına, SGK’ya şikayet dilekçeleri gönderdik. Ocak çalıştırmayla ilgili hilelerini devletin tüm kurumlarına bildirdik. Mahkemelerin tamamından olumlu sonuçlar aldık fakat elimize bir kuru kağıttan başka bir şey geçmedi. Paralarımızı tahsil edemedik daha doğrusu devlet edemedi.
Para kazanmaya, kömür çıkarmaya, şikayet etmeye gelince tıkır tıkır işleyen şirket söz konusu işçilerin alacakları olunca hiçbir malvarlığı bulunamıyor.

Bu güne kadar savcılığa defalarca şikayetlerde bulunduk bir tane bile soruşturma açılmadı, hepsi sümenaltı edildi kapatıldı.
Çalışma Bakanlığı’na, Mapek’e, SGK’ya, İşkur’a şikayetlerde bulunduk bir tanesine cevap alamadık. Gelenler de hiçbir olumsuzluk tespit etmedi (edemedi).

Buradan sormak istiyoruz bu koruma zırhını nereden alıyorsun, işçiler yoksullar şikâyet edilince tıkır tıkır işleyen devlet mekanizması, yargı mekanizması neden Özbey’lere gelince işlemiyor.
Bize tanınan hemen hemen her başvuru mekanizmasına başvurduk ve hiçbir sonuç alamadık bugüne kadar. Biz yıllardır canlarımızı tehlikeye atarak çalışmamız karşılığında bize ödenmeyen maaşlarımızı mücadele ederek, direne direne kazandık. Bundan sonra beraber hareket ettiğimiz tek bir işçi kardeşimizin hakkı kalmayana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.

Seba Madencilik’in “ocağı kapatırım” diye yaptığı blöfünü artık kimseye yedirebilmesi mümkün değildir. Bırakın kendi ocağını kapatmayı diğer ocaklara da çökmeyi kafasına koymuş ve bu uğurda yapılacak her şeyi yapmaya devam etmektedir. Cenne ocağında çoklu ortaklığında diğer ortakların paylarına çökmeye çalışmaktadır. Her iki şirketin de yetkilisi ve ortağı olan Özbeyler iki tarafın muhasebe kayıtlarını elinde bulunduran Özbey’ler her tür muhasebe hilesi ile işine geldiği kişi ve şirketlere borçlar alacaklar yaratmakta sonra bunları kimsenin haberi olmadan icraya vermekte ve daha sonra iflasını istemektedir. Bugün sadece Konya’daki mahkemelerde ocağı kapatacağını söyleyen Seba’nın Cenne’nin iflasını istediği 5 tane hileli iflas dosyası vardır.

Ayrıca tüm Ermenek şahittir, Özkar ocağını, Turap Ocağını hatta Hasşekerler ocağını Özbeyler kapatırken, işçilerin haklarını gasp ederken sendika yoktu, işçiler de haklarından haberdar değildi. Özbeyler’in şimdi Seba’yı kapatırız diye devlete yaptıkları şantaja kimsenin inanması mümkün değildir.

Sokakta verdiğimiz mücadeleyi tüm taleplerimiz karşılanana kadar sürdüreceğiz, bir yandan da dolandırıcılık, hileli iflas, vergi kaçırma, malvarlığını kaçırma ve işlediği bütün suçların yargı önünde hesabını vermesi için mücadele edeceğiz. Ellerimiz işçinin hakkını gasp eden, canını tehlikeye atan, canına kasteden, malına göz diken patronların yakasında olacak, hesabını sorana kadar, hakkımızı alana kadar da bırakmayacağız.
Biz Ermenek’li madenciler olarak bu topraklarda yaşamaya ve çalışmaya devam edeceğiz. Yerin altı da bizimdir yerin üstü de.
Madeni çıkarmayı bildiğimiz gibi işletmesini de biliriz.
Bizim sırtımızdan zengin olan, servetine servet katan Özbey’lere ihtiyacımız yok, ocağı kapatacaksa bize versin biz çalıştıralım. Ya da yapması gerekeni yapsın. Şantajlara, tehditlere, yalanlara başvurarak işçinin hakkını ödemekten kaçınmaya çalışmak yerine haklarımızı ödesin ve bizler çalışmaya devam edelim. Yapılması gereken budur.

Saygılarımızla