Soma İmbat Maden İşletmesi’nde dün yaşanan iş cinayetinde bir işçi kardeşimiz hayatını kaybetti. Bir işçi kardeşimiz yaralandı, hastahanede tedavisi sürüyor.
Yaşamını kaybeden arkadaşımız Emin Karaçam’ın naaşı yapılan otopsinin ardından Soma’daki evinin önüne getirilerek helâllık alınıp cenaze namazının ardından defnedilmek üzere memleketi Zonguldak’a doğru yola çıktı.
Şimdi soru şu; her iş cinayetini doğal iş kazası görüp kader olarak kabul mu edeceğiz ve sıranın kendimize gelmesini mi bekleyeceğiz, yada yüzde doksan dokuz gerekli önlemler alınırsa bu cinayetlerin önlenebileceğini bilince çıkartacağız ve gerekli önlemlerin alınması için mücadele edeceğiz.
Dün Manisa Valiliği’nin açıklaması dikkat çekiyor. Neden işverenin görevini üslenip işletmede iş kazası sonucu iki işçi yaralanmış, işçilerden biri hastahanede hayatını kaybetmiş gibi bir anlatımı gündeme getiriyor.
Oysa biz işçi kardeşimizin ölümünün ocak içinde gerçekleştiğini biliyoruz. Ancak İmbat işvereni ölümlü tüm iş kazalarında olduğu gibi bu olayda da herkes yaralıymış gibi işlem yaptırıp ölümün yolda, ambulansta ya da hastanede müdahale esnasında gerçekleşmiş gibi tutanaklar düzenletiyor. Oysa işyeri hekimlerinin ölümü tespit ettiği her durumda savcılık gelmeden işçinin cenazesinin yerinden kaldırılmaması yasa gereği zorunlu. Olayın olduğu yerin görülmesi, olayın oluş sekli, her türlü belge ve bilgilerin toplanarak tutanak altına alınması soruşturma süreci açısından çok önemli.
Soma’da madenlerde yaşanan iş cinayetlerinde savcıların ölümü ocak içinde tutanak altına aldığı tek bir örnek 301 dışında söz konusu değildir. Valilik ‘Ölen ölür kalan sağlar bizimdir misali’ bu açıklamaları ile işverenin yaptığı hukuksuz uygulamaları aklama delilleri karatma işlevi görüyor sadece.
