Basına ve Kamuoyuna;
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası’nı kurduğumuzu ilan ediyoruz;
Bizler, maden işçileri
Yeraltında ve yerüstünde sermayenin ve devletinin cevhere ulaşmasını sağlamak için sömürünün en ağır koşullarında, iş cinayetlerine en açık biçimde, insanca yaşamın ulaşmadığı köşelerde daha çok üretim zorlamasıyla çalıştırılan maden işçileriyiz. Taş kömürü, linyit, bakır, krom, bor, altın, gümüş, alüminyum, antimuan ve demiri yeryüzünün kalbinden, ciğerinden söken ve böylece uluslararası ve yerli sermaye tekellerinin kâr hanelerini büyüten işçileriz. Sürekli büyüyen iş kolumuzda şu an iki yüz bine yakın kişi çalışıp, çoluğumuzun, çocuğumuzun rızkını ve geleceğini kazanmak için alın teri dökenleriz.
Geçmişte iş kolumuz bizim haklarımız için bizlere rehberlik eden sendikalara sahipti. Aşkale’de, Çeltek’te, Hekimhan’da, Divriği’de maden işçilerinin mücadelesinin tarihe geçmesine, sözün yetkinin ve kararın maden işçilerinde olmasına tanıklık ettik. 1991 yılında TTK’nin özelleştirme saldırısına Zonguldaklı maden işçilerinin yanıtı destansı oldu. Bütün bir kentle birleşip sendika önderleriyle birlikte Ankara’nın üstüne yürüyen maden işçileri ve Zonguldak halkı geçici de olsa sermaye ve devletin özelleştirme saldırısını durdurmuştu. Ancak sermaye ve devleti durmadı, maden iş kolunun özel sektöre devrini sağlamak için saldırılarını sinsice sürdürdü. Zonguldak’ta çalışan maden işçisi sayısı 45 binlerden 8 binlere düştü. Bir yandan da ülkemizin sit alanları özel sektöre peşkeş çekilerek binlerce yeni maden sahası açıldı. Buralarda köleci çalışma sistemi tesis edilerek binlerce madenci kardeşimizin öldürüldüğü, onbinlercemizin sakatlandığı bir sermaye saldırısına maruz kaldık. Bu saldırı bugün de sürmektedir.
1980’lerde başlayan bu saldırı yüzünden Armutçuk’ta 103, Kozlu’da 263, Soma’da 301 kardeşimizi kitlesel maden işçisi katliamlarında kaybettik. Yeni Çeltek’te, Dursunbey’de, Sorgun’da, Ermenek’te, Aşkale’de, Küre’de, Gediz’de, Mustafakemalpaşa’da, Amasra’da, Kordon’da, Ermenek, Şirvan ve Şırnak’ta onlarca iş kardeşimizin katledildiği iş cinayetlerini yaşadık. Maden patronları kanımız pahasına semirdi. Patronlar ve hükümet hala örgütlü bir şekilde saldırıyor.
İkiyüzbine yakın kişinin çalıştığı iş kolunda sadece 35 bin işçi sendikalara üye. İş kolunda bulunan sendikalar devlet ve işverenlerce ele geçirilmiş durumda. Bunlar doğrudan işçi sınıfına saldırı araçları olarak işlev görüyor. Sendikacılar yüksek maaşlar alırken işçi aidatlarını da harcırah ve uyduruk gider kalemleri üzerinden yağmalamakla meşguller. İşverenlerin insan kaynakları ve muhasebe departmanlarıyla entegre olmuş durumdalar. DİSK’e bağlı olan ise sadece bir tabela sendikası, DİSK içinde yöneticilerinin kişisel ikbal arayışlarının aracı olarak iş görüyor. Üyelik başvurumuzu kendilerine muhalif olma durumumuz olabilir diye reddediyorlar. Bazen de bizleri işverenlere ihbar edip işten atılmamızı sağlıyorlar. Soma katliamı sonrası iş kolumuzda yürüttüğümüz Maden İşçileri Meclisleri çalışması doğrultusunda belli havzalarda belirli somut kazanımlar edindik. Meclislerimiz, Soma, Divriği, Çetinkaya, İliç, Kangal, Hekimhan, Zonguldak, Bartın, Murgul, Yatağan, Afşin-Elbistan ve Akçakale’de düzenlenen toplantıların ardından genel merkezi 16 bin madencinin toplu olarak çalıştığı Soma’da olacak bağımsız bir maden işçileri sendikasının kurulması kararını aldık.
Karşımızdaki güçlerin çok organize ve çok güçlü olduklarının farkındayız. Fakat bizler Çeltek, Aşkale, Alpagut, Hekimhan direnişlerini yaratan, 91’de Büyük Madenci Yürüyüşüyle gücünü dosta düşmana gösteren maden işçilerinin mücadele geleneğinden güç alıyoruz. İşçi sınıfının birleşik meşru fiili eyleminin karşısında hiçbir gücün duramayacağını biliyor, 48 yıl önce 15-16 Haziran’da açığa çıkan dayanışma ve direniş ruhuyla yola çıkıyoruz.
İşçi sınıfının mücadele ilkeleriyle işleyecek, doğrudan maden ocaklarında kazma sallayan mekanize şiltleri, devasa makineleri ve araçları kullanan işçilerin söz ve karar sahibi olduğu, üretenin yöneten olacağı sendikamızın bugün kurulduğunu ilan ediyoruz.
İş kolumuzdaki bütün maden işçileri başta olmak üzere, işçilerin birleşik örgütlenme, mücadele ve dayanışma zemini olacak sendikamızı örgütlemek sınıf hareketine iş kolumuzdan doğru bir kanal açmak için tüm emek dostlarının dayanışmasına, desteğine ve her türlü katkılarına ihtiyaç duyduğumuzu ifade ediyoruz. Çünkü işçi sınıfının zaferi tüm emek dostlarının dayanışmasıyla mümkün olacaktır.
Üreten Biziz Yöneten de Biz Olacağız.