PATRONLARA KIYAK, İŞÇİLERE YASAK DÜZENİNE İTİRAZIMIZ VAR!

Ali Kandemir’in görmeyen iki gözü, İdris Sarıkaya’nın olmayan iki ayağı, vahşi sömürüye kurban verdiğimiz madenci kardeşlerimiz için UYAR MADEN İŞÇİLERİ OLARAK YÜRÜYECEĞİZ!

BİZİMLE YÜRÜ TÜRKİYE!

Yaklaşık bir buçuk ay önce 748 Uyar madencilik işçisi sendikamıza gelerek 8 yıldır ödenmeyen kıdem, ihbar, ücret alacakları, ölüm ve iş kazası tazminatları için yıllardır süren mağduriyetlerinin giderilmesi için Uyar Madencilik işçileri ve sendikamız birlikte mücadele etme kararı almışlardır.

İşçilerin tüm hukuki hak arama yolları etkisiz ve sonuçsuz kaldığından, Türkiye kamuoyunun ve kamu kurumlarının soruna müdahale etmesi amacıyla 12 Ekim 2020 tarihinde Soma’dan Ankara’ya bir yürüyüş gerçekleştirme kararı alınmıştır. Bu kapsamda işçiler arasından seçilmiş 60 kişiyle ikişer metre mesafe ile 301 kilometreyi adımlayarak 20 gün içinde Ankara’da Enerji Bakanlığı önünde olacağımızı ilan edilmiştir.

Temmuz ayında yaklaşık iki yıl süren bir mücadeleyle TBMM’den yasa çıkartarak 3500 işçinin sorununu çözmüştük. Fakat yasa tüm rödovanslı işyerlerini kapsamak yerine Soma Kömürleri AŞ’ye bağlı rödovanslı işyerleriyle sınırlı tutuldu. Haklı olarak 748 Uyar Maden işçisi ayrımcılığa uğradıklarını, eşitlik istediklerini dile getirdiler ve bu konuda Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), Anayasa Mahkemesi(AYM) başta olmak üzere bir çok kuruma ve yargı organına başvuru yapılmıştır.

12 Ekim’de gerçekleştireceğimiz yürüyüşle ilgili bir gün önce İçişleri Bakanlığı, Emniyet genel Müdürlüğü, Enerji Bakanlığı, yürüyeceğimiz güzergâhta bulunan Uşak, Afyonkarahisar, Ankara valiliklerine gerekli başvuruları yapılmıştır.

Yürüyüş ve basın açıklaması kararımızdan hemen sonra 7 Ekim 2020 tarihinde Soma Kaymakamlığı’na işçiler ve sendikamız yöneticilerinden oluşan yedi kişilik tertip komitesiyle daha bildirimde bulunma esnasında Soma Kaymakamı sözlü olarak yürüyüşe izin vermeyeceklerini bildirmişlerdir. Bu sözlü bildirimin hemen akabinde, 20 dakika içinde de valiliğin yapacağımız basın açıklamasını uygun görmediğine dair yazılı bildirimi tarafımıza iletilmiştir. Bu durum dahi kaymakamlık tarafından verilen kararın ne derece keyfi olduğunu ortaya koymaktadır.

 İçişleri Bakanlığı’nın genel kurul etkinliklerini yasaklayan genelgesini hukuksuz bir biçimde dayanak yaparak Soma Kaymakamlığı sadece sendikamız tarafından yapılacak yürüyüşü engellemek amacıyla yapıldığı kanısını uyandıran son derece tartışmalı bir karar almıştır. Karara göre ; “6 Ekim-20 Ekim arasında “il-ilçe sınırları içinde toplantı ve gösteri yürüyüşü, açlık grevi, oturma eylemi, çelenk koyma, stant açma, çadır kurma, anma toplantısı/toplanma vb her türlü etkinlik ve eylemlerin yapılmasının YASAKLANMASINA” şeklinde karar vermiştir. Başvurumuzun 20 dk sonrasında sözlü olarak dile getirilmesi ve yapılması planlanan basın açıklamasını kapsayacak şekilde tarih belirlenmesi sendikamızın yürüyüşüne özgü bir yasak olduğunu ortaya koymaktadır.

Her ne kadar kaymakamlık yapmayı planladığımız basın açıklamasını yasakladığını bildirmiş ise de yapılacak basın açıklaması sadece tartışmalı ve keyfi kaymakamlık kararına dahi aykırı değildir.

Öncelikle kaymakamlık tarafından alınan karar sendikamızın yapacağı basın açıklamasını kapsamamaktadır. Kaymakamlık kararında da belirtildiği üzere basın açıklaması yapılması önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. 12 Ekim 2020 tarihinde pandemi koşullarında alınması gerekli tüm önlemler maksimum düzeyde alınarak sosyal mesafe ve diğer tedbirler gözetilerek sadece 60 kişiyle sınırlı bir yürüyüş gerçekleştirilecektir. Yürüyüş başlangıcı öncesinde 60 kişinin ikişer metre mesafeyle ve Sağlık Bakanlığı ve İl Hıfzısıhha Kurulu tarafından belirtilen tüm pandemi önlemleri alınarak 301 kardeşimizin mezarlık ziyareti, ziyaret sonrası Cengiz Topel Meydanı’nda yürüyüş yapacakların uğurlanması, basına ve kamuoyuna bir basın bilgilendirmesi yapılacaktır. Katılım ve diğer koşullar genelge de belirtildiği şekliyle yapılacaktır.

Dolayısıyla Soma kaymakamlık kararında belirtildiği gibi sendikamız tarafından yapılacak basın açıklaması; aşırı ve katlanılamaz şekilde zorlaştırmayacak, yaya ve araç trafik güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek, sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uygun olarak gerçekleştirilecek etkinliğimiz kaymakamlık kararının yasak kapsamına dahi girmemektedir.

Sendikamız 5 Ekim 2019’da yine tazminat mağduru işçilerle bir Ankara Yürüyüşü düzenlemiş, yine yasaklarla karşılanmış, 33 gün Kırkağaç’ta direnmiş, yasakları idare mahkemesince iptal ettirmiş ve sonunda Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu başvurumuzu dikkate alarak 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun “Şehirlerarası yollarda toplantı ve gösteri yürüyüşünü” yasaklayan maddesini iptal ettirmiştir.  

12 Ekim 2020 günü yürüyeceğiz ve iptal ettirdiğimiz yasağı da test edeceğiz. Lehimize olan yasaların kağıt üstünde kalmasına izin vermeyeceğiz, kanlı canlı uygulayıcısı ve takipçisi olacağız.

14 yıldır ölüm ve iş kazasını alamamış, ocağın kapatılması sonrası geçen 8 yıldır kıdem, ihbar ve ücretlerini alamamış 748 Uyar Madencilik işçilerinin aralarından seçtiği 60 maden işçisiyle Soma’dan Ankara’ya doğru yola çıkacağız. Manisa Valisi’ni Karaman Valisi’ni örnek almaya çağırıyoruz. Karaman valisi günlerdir Ermenek işçilerinin ödenmeyen tazimatlarının ödenmesi için arabuluculuk yapıyor, çözüm üretmeye çalışıyor. Manisa Valisi işçilerin sorunları çözmek yerine patron vebölge vekilinin bilgilendirmesiyle hareket ediyor, hukuksuzca patronu korumak anlamına gelen yasaklar ilan ediyor.

Kaymakamlık kararı son derece keyfi bir karar olup bir çok yönüyle sendikamızın Uyar Madencilik İşçileriyle birlikte yapılacak basın açıklaması ve yürüyüşü kapsamamaktadır.

Pandemi gibi insan sağlığı ile ilgili çok önemli bir durumun işçilerin hak arama mücadelesinin önüne bir engel olarak çıkarılması ve yapacağımız basın açıklamasının genelge kapsamında bir etkinlik olmamasına rağmen genelge kapsamında, yasak bir etkinlik olarak kabul edilmesi Soma Kaymakamlığı’nın geçen yıldan ve başka bir çok uygulamasından tanıdığımız maden işçilerinin hak arama mücadelesinin önüne keyfi ve hukuka aykırı kararları ile set olmaya çalışması hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı gibi kamu kurumunun olması gereken objektif ve tarafsız tutumuna gölge düşürmektedir. Geçen yıl Soma katliamı tazminat mağdurlarının hak arama mücadelesinin önüne yine valilik tarafından “şehirlerarası yollarda yürünemeyeceği” “eylemin hukuka aykırı olduğu” “geçtiğimiz her il ve her ilçede ayrı ayrı başvuru yapılması ve izin alınması gerektiği” gibi gerekçelerini Somalı maden işçileri sendikamızla birlikte yerle bir etmiştir.

Aynı senaryo bu defa Uyar Madencilik işçilerinin önüne “pandemi” bahanesi olarak çıkarılmaktadır. Bizler biliyoruz ki işçiler pandeminin en yoğun ve en ağır dönemlerinde Nazi Almanya’sı koşullarında, kamplarda zorla çalıştırıldığımızda, yaptığımız hiçbir başvuruya dair hiçbir girişimde bulunmayan valilik, kaymakamlık ve diğer kamu kurumları söz konusu işçilerin hak arama mücadelesi olduğunda biz maden işçilerin sağlığını hatırlayıp “pandemi” koşullarını gerekçe olarak ileri sürmektedirler.     Sermayenin işçilerin haklarını gasp ettiği ve yıllardır hiçbir etkin kamusal koruma mekanizmasının uygulanmadığı, idari ve hukuki başvurulardan hiçbirinden sonuç alınmadığı bir ortamda valiliğin bu kararı Uyar Madencilik patronunun kamu kurumları tarafından korunduğu ve kollandığı iddiamızı oldukça güçlendirmektedir. Kaymakamlığın keyfi ve hukuka aykırı bu tutumuna son vermeye çağırıyor, keyfi ve hukuksuz yasak kararına karşı her tür meşru ve hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızı kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.

Tüm duyarlı kamuoyunu Soma Kaymakamlığı’nın bu kararından derhal vazgeçirmek için destek ve dayanışmaya davet ediyoruz.

Saygılarımızla!

748 Tazminat Mağduru Soma Uyar Madencilik İşçileri

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu