Not alıyor işçiler, mücadele daha yeni başlıyor!

301 kardeşimiz Soma’da daha çok üretim, daha çok kar için inşa edilmiş siyaset, sermaye, sarı sendika ilişkiler ağı tarafından katledileli 6 yıl oldu. İlk günden itibaren tüm sorumlular, bu katliamdan sorumlu olan her bir kişi mutlaka yargılanacak dedik. Bu uğurda 301 aileleri, Somalılar, avukatlar, ülkenin duyarlı insanlarının sürdürdüğü kesintisiz bir mücadele ile bugüne geldik. Katillere mahkeme salonunu dar ettik ama yargıdaki patron, siyaset vesayeti hakimlerin, savcıların değişmesini sağlayarak adeta ödül gibi cezalar vererek mezarda yatan 301 canımızın, ailelerinin acısını bir kez daha büyüttüler.

Bir riyakarlık, pişkinlik düzeninde yaşıyoruz.

Bu ülkede her ay açıklanan iş cinayetlerinde, kaybettiğimiz yüzlerce işçi kardeşimizin ölerek teyit etmeye devam ettiği gibi en ucuz şey işçinin, yoksulun yaşamı ve emeğidir.

Ülkeyi yönetenler salgın koşullarında bir kez daha gördüğümüz gibi halkın vergileriyle oluşan tüm birikimleri patron sınıfına peşkeş çekmeye, işçilerin haklarını gasp etmeye devam ediyorlar. Salgın bahanesiyle patronlara milyarlarca liralık destek verilirken yine patronların kâr hanelerini büyütmek için kısa çalışma, ücretsiz izin, telafi çalışması adı altında işçilerin ücretleri, hakları ortadan kaldırılıyor ya da işsizlik fonunda dar günleri için biriken paraları patronlara aktarıyorlar.

Patronlar, ülkeyi yönetenler güvenli korunaklı evlerinde konfor ve güvenle kalırken, maden işçileri başta olmak üzere tüm işçiler çalıştırılmaya devam ettirildi. Çalıştırılmayanlara ise hak ettiklerinin çok altında para vererek veya hiç ödeme yapılmayarak açlıkla terbiye edilmeye çalışıldı.

İşçiler bu pandemi koşullarında çalışmamalı, devlet ve patronlar işçilerin sırtından şimdiye kadar biriktirdikleri servetlerle; “bari bu salgın sürecinde işçileri yıllık izinden düşülmeyen, ücretli izine çıkartarak yaşamlarını güvenceye almalı” dedik, Soma’da İmbat madeninde üç işçi kardeşimizi, ülkede en az 220 işçi kardeşimizi çalışmak zorunda bırakıldıkları için iş cinayetinde kaybettik. 3 madenci kardeşimizin iş cinayetinde öldüğünün ertesi günü Soma’nın vekili tüm Soma’lı maden işçilerinin bildiği hakikati ters çevirerek madenlerde üretim yok diye pişkince patronları kollayan açıklama yapmaktan utanmadı.

Elbette bu noktada durmadılar, 301 kardeşimizin aileleriyle alay edercesine yapılan infaz düzenlemesiyle katliamın sorumlularının aldıkları cezalar düşürüldü. Nasıl ki katliamın gerçek sorumluları gerine gerine Soma sokaklarında dolaşıp, utanmazca kardeşlerimizin mezarları üzerinde fotoğraflar çektirip basına servis ediyorlarsa birkaç ay sonra içeride kalan birkaç kişinin de salınıp kardeşlerimizin mezarı üzerinde boy göstereceğini hep birlikte göreceğiz.

Adalet mücadelesi işte bunun için var.

13 Mayıs’tan sonra o yüzden iki Soma var. Birincisi rantiyenin, patronların, siyasetin, sarı sendikanın Soma’sı.

Diğeri kaybettiği canları için mücadele eden 301 ailelerinin, termiğin zehirlemesine, tarım arazilerinin sermayece yağmasına itiraz edip mücadeleye tutuşanların ve patron, siyaset, sarı sendika tezgahına başkaldıran insanca yaşam, insanca çalışma koşullarını bizzat kendi güçleriyle yaratmak için sendikalarını kuran maden işçilerinin Soma’sı.

301 madenci kardeşleri öldükten beş ay sonra neden ölmediniz diye telefonlarına gelen kısa mesajla işten atılan binlerce madencinin yalanlar, oyalamalarla 6 yıldır alamadıkları tazminatları için tavizsiz mücadeleye tutuşup Enerji Bakanlığı’nı masaya oturmak zorunda bırakıp, tazminatların hizmet alımıyla ilgili kısmını alan madencilerin Soma’sı.

Yine rödovanslı sahalarda aynı hak gasplarını yaşayan Uyar, Geventepe, Işıklar, Atabacası işçilerinin, Enerji Bakanlığı’nın Mart sonuna kadar verdiği torba yasa sözünü salgın örtüsüyle unutturduğunu zannettiği ama işçilerin pandemi yasakları sonrası Ankara’ya yürüyecekleri mücadelenin Soma’sı.

İki Soma varsa iki Türkiye vardır;

Patronların, egemenlerin Türkiye’siyle,

İşçilerin emekçilerin Türkiye’si…

Yaşanan her adaletsizliğin, zulmün, yağmanın, talanın temelinde patronlar, egemenler ve onların beslemeleri var.

Karşısında ise aza çoğa bakmadan onurla mücadele eden işçilerin emekçilerin Türkiye’si.

“Unutulmasın”“katlettik yanımıza kar kaldı” denilmesin !!

“Gasp ettik”,“bizim oldu” denilmesin !!

Not alıyor işçiler, emekçiler.

Mücadele daha yeni başlıyor!!!