Eylemi Yasak Nedeniyle Değil Salgın Nedeniyle Biz Erteliyoruz!

Madencinin binler halinde üretime zorlanarak yeraltında çalıştırılması serbest!

Tazminatları patronlarca gasp edilmiş madencilerin hakları için yeryüzünde yürümesi yasak!

Tazminat mağduru maden işçisi kardeşlerimize sesleniyoruz!

Meclisimizde yapılan son toplantıda erteleme kararı aldığımız fakat öncesinde tablo netleşsin diye resmi başvuruda bulunduğumuz  basın açıklaması ve yürüyüş, Kaymakamlıkça salgın gerekçe edilerek uygun görülmedi. Yani yasaklandı. Sizlerin önemli kısmı, binler halinde ocakta çalışmaya devam ediyor ama. Yeraltında toz, kimyasala maruz bırakılarak kısıtlı havayla bin beş yüz kişinin çalışması serbest, uygun, bunda sakınca yok ama yer üstünde maskesini, eldivenini takmış bir buçuk metre arayla yürüyecek 1500-2000 madencinin yürüyüşü yasak, uygun değil! Biz her şeye rağmen yasak öncesi yürüyüşü erteleme kararı almıştık ama bu tablo herkesçe görülsün diye şeklen başvuruda bulunduk, gerçekliği görünür kıldık bir kez daha…

Zaman eve tıkılma zamanı değil. Sosyal medya aracılığıyla Enerji Bakanına, Bakan Yardımcısına, AKP Grup Başkanvekillerine, Soma’nın istifa etmesi gereken vekili Mehmet Ali Özkan’a, sarı sendika Türkiye Maden-İş yöneticilerine günde beş kez yazıp sorma kararı aldık. Tazminatlarımız Nerede? Torba Kanuna Ne Oldu? Verdiğiniz Sözü Tutun diyerek yazıp sormaya devam ediyoruz. Rastladığımız her yerde virüsün bize bulaşmamasına dikkat ederek maskemiz ve eldivenimizle yakalarına yapışarak soralım ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ NASIL HİÇ ETTİNİZ diye?

Maden işçilerine sesleniyoruz!

Tazminatları ödenen 2132 Eynez maden işçisinin tazminatlarını, “üzerine su için, unutun  diyenlere inat dövüşe dövüşe madencilerin birliğiyle kazandık.

Tazminatları ödenmeyen Uyar, Geventepe, Işıklar, Atabacası maden işçilerinin tazminatlarının ödenmesi için Enerji Bakanı doğrudan kameralara konuşarak 2020’nin ilk çeyreğinin sonuna kadar yasal düzenleme çıkarılacağını söyledi. Bu sözün süresi Mart sonunda doluyor. İlk çeyrek bitiyor. Aynı sözü  Enerji Bakan Yardımcısı kendiyle görüşme yapan heyetimize beş defa verdi. Bakanlığın sitesinde yayımlanan açıklamayla da bu söz paylaşıldı. Aynı sözü AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan kameralar önünde tekrarladı. Yine aynı sözü AKP Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Mehmet Muş heyetlerimize defaatle verdiler. Mecliste grubu bulunan partilerin grup başkanvekilleri ve yöneticileri, şayet AKP grubu rödovanslı sahalarda çalışan maden işçilerinim işverenlerce gasp edilen kıdem, ihbar tazminatları ve ücretlerinin ödenmesiyle ilgili bir kanunu meclise getirirlerse öncelikli olarak ve en önemli gündem maddesi sayarak lehine oy vereceklerini heyetlerimize ve basına defaatle beyan ettiler. Hatta CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel tazminatlarımızın ödenmesi için bir kanun teklifini meclise verdi, AKP grubu oralı olmadı.

Kendisi de Somalı olan, aynı zamanda Uyar Madencilik patronunun da avukatlığını yapmış olan Manisa AKP Milletvekili Mehmet Ali Özkan binlerce Soma maden işçisinin tazminatları ve Soma esnafının maden şirketlerinin ödemedikleri alacaklarıyla ilgili kanun teklifini vermekten kaçıyor. Kaçışının sorumluluğunu işçilerle yaptığı görüşmelerde Manisa’nın diğer AKP’li vekillerine atıyor. Biz Mehmet Ali Özkan ve onun kankası olan sarı sendikacıların, TKİ Genel Müdürü, Uyar Madencilik ve Soma Holding patronuyla birlikte maden işçilerine ve esnafa kurdukları tezgâhları parçaladık, görünür kıldık mücadelemizle. Yine elli bin yalan söylüyorlar. Yine oyalama taktiklerine başvuruyorlar. Yine Soma’nın yerel basınına paralar akıtıp yalanlarına yeni ekler yapıp ortamı puslu tutmaya çalışıyorlar.

Biz şunu ilan ediyoruz. Corana virüs eğer siz patronlar ve patronların tezgahçılarından madenciye ve esnafa çektirdiklerinin hesabını sormazsa iki elimiz yakanızdadır, davamızı divana bırakmayacağız.  Asla pes etmeyeceğiz.  Asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.

Madencilerin eşlerini, çocuklarını evlere tıkınca onları virüsten korumamış oluyorsunuz. Çünkü madenci çalışmaya devam ediyor. Çünkü madenci dezenfekte edilmemiş 50 kişilik servislere her gün işe giderken, işten dönerken biniyor. Çünkü madenci az sayıdaki duş ve lavaboları binler halinde kullanıyor. Çünkü madenci akciğerleri hasarlı, lekeli, aşınmış insandır. Çünkü madenci dışarıdan madene pompalanan sirkülasyonsuz havanın içindeki oksijeni  binler halinde saatlerce solumaya mahkum edilmiş bir işçidir. Çünkü madenci kaya tozu soluyor, kömür tozu soluyor, kimyasal yutarak çalışıyor. Çünkü madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri 2018 Kasımından bu yana bizzat Çalışma Bakanının sözlü emriyle denetlenmiyor. Söylüyoruz çünkü sendikamızca yapılan onlarca denetim talebine üç yıldır tek bir yanıt alamadık!

Madenci kardeşlerimiz sizlere sesleniyoruz!

Ülkemizde maden patronları korkunç karlarla çalıyorlar. Dünyanın en ağır, en riskli işini en ucuza çalışarak yapıyoruz. Ölüyoruz, gözümüz çıkıyor, parmağımız, kolumuz, ayağımız kopuyor. Emeklilik hayallerimiz devlet desteğiyle patronlarca gasp ediliyor. Tazminatlarımıza iki patron çöküyor devlet kurumları yedi yıldır tek bir cezai soruşturma yürütmüyor onlara. Bir tek biz birleşince, bir tek birliğimizle mücadele edince kazanıyoruz.

Patronların maşası, çetesi gibi çalışan aidat yağmacısı sarı sendika kâhyalarına mahkûm değiliz. Onlar, aramızdan patronun seçip hayatımızı kolay gasp edebilmesi için bizim aidatlarımızla beslediği yozlaşmış insanlardır. Onların onbinlerce maaş aldığı koltuklarını korumak için işçilere söylemeyeceği yalan, yapmayacağı kötülük yoktur. Tazminatlarımızı bunca yıldır alamamamızın bir nedeni de bu köle kâhyası sarı sendikacıların patronun çıkarı için işçiler adına yapılan protokollere imza atmış olmalarıdır. Maden işçisinin en ivedilikle yapması gereken iş, sarı sendika Türkiye Maden-İş’ten istifa etmektir. Tazminatı alabilmenin, iyi bir ücret alabilmenin, sağlığımızı koruyabilmenin, çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakabilmenin tek yolu sarı sendikadan istifa etmekle açılacaktır.

Yıllık izinlerden düşülmeyecek zorunlu ücretli izine çıkmayı tüm maden işçisi kardeşlerimiz savunmalı, birliği sağlayıp üretimi durdurarak salgına karşı evlere tıkılan ailesinin yanında olmayı en doğal insan hakkı olarak savunmalıdır. Zenginlerin, patronların böyle bir salgın derdi yoktur. Evet salgın herkesi etkiler ama onlar en sağlıklı ürünlerle besleniyor, en hijyenik koşullarda yaşıyor, en ileri tedavi ve korunma olanaklarına sahipler normal zamanda da. Salgın herkesi etkileyecek ama işçiler ve yoksullar ölecek. Patronlar, yöneticiler ve aileleri kolayca tedavi olup hayatlarına devam edecekler. Ailemize, çocuklarımıza gerçekten sahip çıkmak istiyorsak kim neyle tehdit ederse etsin umursamadan yıllık izinden düşülmeyen ücretli zorunlu izni salgın kontrol altına alınıncaya kadar savunmalıyız. 301 kardeşimizin yetimlerinin durumuna kendi çocuklarımızı düşürmememiz için, yaşam hakkımızı savunmak için şimdi ayağa kalma zamanı! Sokaklarımızı ve evlerimizi salgından ve sömürüden korunaklı hale getirelim!

Zorla çalışmayı reddedelim!

Son söz

Corana virüs salgını kontrol altına alınır alınmaz önce Soma’da binler olarak yürüyeceğiz.

Hemen ardından binler olup Ankara’ya yürüyeceğiz.

Tazminatları almadan asla geri dönmeyeceğiz!

3500 tazminat Mağuduru Maden İşçileri Meclisi

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu